VEFADER
AVUSTRALYA’DA DEVE OLMAK !!!
Uzun süredir Avustralya’da devam eden yangınlarda 25 kişinin hayatını kaybetmesi, 500 milyona yakın hayvanın can vermesi ve milyonlarca hektar alanın küle dönmesini büyük bir üzüntü ve kaygı ile izlemekteyiz.
Yaşanan bu acıların derin üzüntüsünü yaşarken, Güney Avustralya Eyaletinde tarım ve yerleşim alanlarına zarar verdiği ve içme sularını tükettiği ve ayrıca develerin sindirim ve boşaltım sistemlerinde üretilen metan gazının iklim değişikliğinin önemli faktörleri arasında sayılan sera gazlarından biri olduğunu gerekçe göstererek; 10 bin deve ile vahşi atların helikopterlerden ateş edilerek vahşice itlaf edilmesi fikrinin konuşuluyor olmasını endişeyle takip ediyoruz.
Hayvan Refahını ön planda tutan ve bunun savunucusu olan Avustralya Federal Hükümetinin böyle insanlık dışı bir uygulamayı gündeme getirmesini derin bir teessürle karşılıyoruz. Ayrıca koalalara ve kangurulara gösterilen hassasiyetin aynısı neden develere ve atlara gösterilmiyor? Kurban ibadetine ‘vahşet, katliam” diyerek dünyayı ayağa kaldıran, yılbaşında milyonlarca hindi keserek yılbaşını uygarlık olarak kabul edenler, Avustralya’daki katliama niçin ses çıkarmıyorlar? Nerede hayvan hakları savunucuları?
Şu’ara Suresi 155-158 . ci ayetlerde mealen; “Salih, şöyle dedi: “İşte bir dişi deve! Onun (belli bir gün) su içme hakkı var, sizin de belli bir gün su içme hakkınız vardır.” “Sakın ona bir kötülük dokundurmayın. Yoksa büyük bir günün azabı sizi yakalar.” Derken onu kestiler, fakat pişman oldular. Böylece onları azap yakaladı. Şüphesiz bunda bir ibret vardır. Onların çoğu ise iman etmiş değillerdir.” buyrulmaktadır. Bu uyarıların bugün de hala önemli olduğuna inanıyoruz.
Her canlının yaşam hakkının olduğu unutulmamalı ve hiç bir hayvan hayati ihtiyacı olan suyu tüketiyor diye kurşunlanarak öldürülmemeli. Bunun yerine çok daha insancıl farklı yaklaşımlar düşünülmelidir. Zaten anavatanları olmayan bir kıtada insan eliyle yaşamaya zorlanmış bu canlılar doğal ortamlarına transfer edilebilir. Dünyada açlığın yaygın olduğu günümüzde bu hayvanlar usulüne uygun şekilde yakalanıp, kesilip insanların tüketimine sunulabilir. Hoş olmasa da kısırlaştırma yapılabilir. Vahşice itlaf yöntemi, salgın hastalık gibi çok ender durumlarda düşünülebilecek bir uygulamadır ve şu aşamada böyle bir durum söz konusu değildir.
Avustralya’daki vahşi deve ve at katliamı fikrini şiddetle kınıyoruz. Ayrıca bu katliama destek olan ve bu desteğini de çok değişik ve anlamsız cümlelerle ifade eden zihniyetleri de hayret ve ibretle not ediyor, dünya ve ülkemiz kamuoyunu ilgi ve hassasiyete davet ediyoruz.
